Sabahları eklemleriniz adeta paslanmış gibi tutukluk yapıyor, ağrıyor.
Gün içindeyse eskisi kadar rahat hareket edemediğinizi fark ediyorsunuz.
Aslında sorun yeni de değil. Birkaç yıldır yürürken, merdiven çıkarken diz eklemlerinizde zaten ağrılar vardı. Başta önemsemediğiniz bu ağrılar birkaç ay içinde kalça eklemlerinize, omuz, el, bilek, dirsek ve hatta sırt eklemlerinize kadar yayıldı. Artık neredeyse parmaklarınızdaki eklemler bile ağrıyor! Peki sorun ne?
Bunlar erkeklerde 50, kadınlarda ise 40 yaş civarında başlayan yaşlılık romatizmasının ilk işaretleridir.
Özellikle kadınlarda menopozla birlikte belirgin bir hâl alan osteoartrite bağlı bu gibi şikayetler, yaşamınızın kalitesini olumsuz etkiler.
Yaşlanmayla birlikte eklemlerde yastık görevi yapan kıkırdak doku aşınır.
Kıkırdak yapısının bozulması ve zamanla yok olması, eklem yüzeylerinin sürtünmesine, aşınmasına, hatta kırılmasına neden olur.
İşte can yakan bu ağrıların nedeni, yıpranmış eklem yüzeyindeki sürtünmelerdir.
Eklemleri saran bağ ve kasların zayıflayıp, eklem boşluklarını kalsiyum yoğunluklu yapılarla doldurması doğal da olsa tatsızdır!
Eğer eklemlerinize özen gösterirseniz ileri yaşları ağrısız ya da çok hafif şikâyetlerle karşılamanız mümkün.
Önemli bir nokta da şu:
Diz, kalça, bel ya da boynunuz, hiç fark etmez! Yıllar ve özensiz bir yaşam tarzı vücudunuzun her yerindeki eklemleri etkileyebilir.
Şişmanlığın ve hareketsizliğin eklemlere bindirdiği yük yetmezmiş gibi artık onlardan, uzayan yaşam beklentimiz yüzünden eskiden olduğu gibi 50-60 değil, 80-90 yıllık bir görev süresi bekliyoruz!
O halde yapılacak tek şey var:
Onlara iyi bakmak.
Glukozamin takviyesi işe yarar mı?
Eklem sorunlarında çok tercih edilen ama maalesef biraz bilgisizce kullanılan bir destek var: Glukozamin.
Glukozamin, eklem kıkırdağının bileşenlerinde yer alan birçok kimyasalın yapıtaşıdır.
Glukozaminin yaşlanmayla ilişkili romatizmal bir hastalık olan osteoartrite bağlı eklem ağrılarını azalttığını, eklemleri kıkırdak hasarından koruduğunu gösteren çok sayıda çalışma yayımlanmıştır. Bu yüzden de iç hastalıkları, romatoloji ve ortopedi uzmanlarının reçetelerinde sık sık yer almaktadır.
Öncelikle, bu maddenin kabuklu deniz hayvanlarından elde edildiğini, bu hayvanlara alerjisi olanlarda ciddi sorunlara yol açabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
Ayrıca glukozamin bazı insanlarda şeker dengesini bozabilir.
Yani eğer şeker hastasıysanız doktorunuza danışmadan glukozamin içeren eklem takviyelerini sakın kullanmayın.
Midesi hassas, sık sık mide sorunları yaşayan kişilerin de dikkatli olmasında fayda var. Çünkü bu takviyeler mide şikâyeti olanlarda gaz, ağrı, şişkinlik ve ishale yol açabiliyor.
Glukozaminin sülfat formunu kullanmanızı öneriyorum.
Günlük 750-1000 miligramlık dozlar yeterli, 1500’ü geçmenizi önermem.
Eğer kullandığınız takviye K2 vitamini de içeriyorsa ne âlâ. Bu arada eklem dostu bu vitaminin ıspanak, maydanoz ve kuşkonmazda bol miktarda bulunduğunu aklınızın bir köşesine yazın.
Eklemlere özel diğer doğal takviyeler
Romatizmal sorun yaşayan hastalara önerilen diğer bir doğal destek de kondroitin sülfat isimli bir maddedir.
Eklem kıkırdağında doğal olarak bulunan bu maddenin, kıkırdağa esneklik kazandırdığı, yıkıcı ve yıpratıcı etkilerden koruduğu düşünülüyor.
Kondroitin sülfat tek başına alınabileceği gibi glukozaminle birlikte de kullanılabilir.
Yine doğal bir madde olan MSM de (Metil sulfonil metan) sıkça tavsiye edilen eklem dostu takviyeler arasında yer alıyor. Meyve, sebze ve tahıllarda bulunan bu maddenin eklem sağlığına iyi geldiği düşünülüyor.
Başka bir eklem dostu doğal destek ise SAMe’dir. SAMe, yani S-Adenosyl methionin adlı bu maddenin, antidepresan etkisi olduğu da biliniyor.
Almanya ve Amerika’da bir süre önce piyasaya çıkan kollajen hidrolizat da, diz eklemi sorunlarının giderilmesinde kullanılan en yeni desteklerden biri. Saf kollajen hidrozalat takviyesinin özellikle kilo problemi olan hastalarda romatizmal ağrıları önlemek ve ekleme destek vermek konusunda hayli etkili olabileceği düşünülüyor.